20 Nisan 2018 Cuma

SİVAS DA GEZİP GÖRÜLECEK MEŞHUR YERLER

Sivas ili, coğrafi bölge olarak toprak çoğunluğu İç Anadolu Bölgesi olmak üzere Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan bir ildir.

Sivas İlçeleri
Akıncılar, Altınyayla, Divriği, Doğanşar, Gemerek, Gölova, Gürün, Hafik, İmranlı, Kangal, Koyulhisar, Suşehri, Şarkışla, Ulaş, Yıldızeli, Zara


Tarihi İpek Yolu
güzergahlarının kesiştiği bir yerde konumlanmış ve ünlü Kral Yolunun da geçtiği
önemli bir ilimizdir. Şifalı sulara ev sahipliği yapan kaplıcaları, doğal
olanakları  ziyaretçilerine sunar.
güzellikleri, kültürel değerleri ve tarihi zenginlikleri ile bir çok tatil
Sivas En Meşhur şeyi diye soracak olursanız ‘ Kangal Köpeği ‘ cevabını duymanız mümkün.
Eğer Bir gün yolunuz Sivas ve çevresine düşerse gezmeniz gereken başlıca yerleri şu şekilde sıraladık.
DİVRİĞİ
Eski Yunan kaynaklarında Aphlike, Bizans kaynaklarında Tefrike (Tephrice) şeklinde kaydedilen Divriği; Arap kaynaklarında suyun çıktığı yer/suyun kaynağı anlamında el-Abrik olarak geçer. Osmanlı kaynaklarında (15.YY) Divrik ve Divriği tarzında yazıldığı görülmektedir.
Divriği’nin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu tam olarak bilinmemektedir.Divriği tarihindeki en parlak yıllarını, 1150’lerden 1250’lere değin Mengücek Beyliği döneminde yaşamıştır.
Tarihsel kimliğinin en belirgin öğeleri olan Kale, Kale Camii, Ulu Camii ve Darüşşifası, Bedestenler, Kümbetler, Köprüler, Hamamlar ve çevredeki Kervansaraylar bu yüzyılda inşa edilmiştir.
Erzincan, Kemah, Şebinkarahisar ve Divriği’yi içine alan bu beyliğin kurucusu Alparslan’ın komutanlarından Emir Mengücek Gazi’dir.Mengücek Gazi (1180?-1118?) > İshak Bey (1118-1142) > 1. Süleyman (1142-1171) > Şahin Şah (1171-1196) > II. Süleyman (1196-1220) > Ahmet Şah (1220-1243) > Melik Müeyyed Salih (1243-1277).
I. Süleyman, Mengücek Beyliğinin Divriği kolunun kurucusudur.
Şahin ŞahKale Camii’nin (1180/1181) banisidir. Yine Sitte Melik Türbesi (1196) kendisi tarafından yaptırılmıştır.
Ahmet ŞahUlu Camii (1128-1243) yaptıran beydir. Eşi Turan Melek aynı yıllarda Darüşşifayı yaptırmıştır. Bugün bile Divriği’de Ahmet Şah’ın getirmiş olduğu içme suyundan faydalanılmaktadır.
Melik Müeyyed Salih, Son Mengücek Beyi’dir. Moğol saldırısında yıkılan Divriği Kalesi’nin surlarını onarmış ve Arslan Burcu (1252) yaptırmıştır.
Mengücek Oğullarından sonra Divriği (1277-1516): 1340’a kadar Moğol (İlhanlılar) işgalinde kalmış; 1398’e kadar yerli bir hanedan olan Eretna Beyliği tarafından yönetilmiş; 1516 yılına kadar da Memlüklühakimiyetinde kalmıDivriği, kesin olarak Mercidabık Zaferi (24 Ağustos 1516) sonrasında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı Devleti hakimiyetine alınmıştır.
Osmanlı Devleti döneminde Divriği, Sivas Vilayetine bağlı bir sancakbeyliği olarak örgütlenmiştir.

Tanzimat döneminde ise (1843)
mahalli idareler örgütlenirken Sivas’a bağlı, Anadolu’nun ilk (kaza) kaymakamlık merkezlerinden
olmuştur.

divriği ile ilgili görsel sonucu
 
Divriği, Sivas'ın bir ilçesidir. Divriği coğrafik olarak Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alır. İlçe, Fırat Nehri'nin bir kolu olan Çaltı Çayı Vadisi kenarında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1225 metredir. İlçenin yüzölçümü 2781,56 km2 bir alanı kaplar. Doğusunda İliç ve Kemaliye, batısında Kangal, kuzeyinde İmranlı ve Zara, güneyinde Arguvan, Arapgir, Hekimhan ilçeleri ile çevrilidir. Divriği ilçesi çok dağlık bir bölgeyi içine almaktadır. Dağlar arasında dik ve derin vadiler içerisinde Fırat’ın küçük kolları akmaktadır. Arazi çıplak ve vahşi görünüşlüdür. Toprakları zengin demir madenleri barındırır. Geçmişte, Mezopotamya'ya demir ihraç ederek zenginliğini arttıran yörede Ortaçağ'da inşa edilmiş olan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası en önemli tarihi cazibe merkezidir. Dağların yüksek, serin ve yaylacılığa elverişli şeklide otlaklarla kaplı olması, ayrıca toprak veriminin düşüklüğü yaylacılığı ön plana çıkarmıştır. Başlıca yaylaları: Yama, Sarıçiçek, Göldağı, Eğrisu, Demirli ve Dumluca Yaylası olmakla birlikte birçok köyün kendine ait yaylaları vardır. Tarihçe Sivas ilinin büyük ilçelerinden biri olan Divriği, Hitit İmparatorluğu'ndan itibaren iskân görmüş önemli bir yerleşim merkezidir. Hititler dönemi Hititler zamanından beri yerleşim alanı olarak bilinen Divriği’nin adı, eski Yunan yazmalarında Apbrike olarak geçmektedir. Bizans devrinde Teprike olarak yaygın bir hal almış ve Türklerce Divrik adıyla anılmıştır. Arap coğrafyacıları ise şehrin adını ilk kaynaklara uygun olarak Abrik şeklinde tespit etmişlerdir. Bizans dönemi Divriği, Bizans ile İran arasında sınır karakollarından birini meydana getiriyordu. İmparator Heraklius tarafından Sasani yayılmasından kurtarılmıştır. Divriği, kısa zamanda bu sefer Arapların saldırılarıyla karşılaştı. Bu devirde Divriği kendi adıyla anılan ırmağın (Bugünkü Çaltı Çayı) üstünde yüksek bir tepede sağlam bir kale olarak stratejik bir değer taşımakta idi. Çevredeki halk, Doğu Hıristiyanlığı ile paganizmin karışımından meydana gelen ve Aziz Pavlos'un yaymış olduğu mezhebin mensupları idi. Bu yüzden Paulisyenler adıyla anılan bu mezhebin başlıca merkezlerinden biri idi. Divriği’nin yakınında bulunan büyük bir mağara ile kilise, şehre kutsallık kazandırıyor ve mağarada saklanan din şehitlerinin cesetleri ise Ashab-ı Kehf olarak değerlendiriliyordu. Dik kafalı ve zorlu bir topluluk olan Paulisyenler bir yandan Ortodoks Bizans'la, bir yandan da Araplarla süregelen uğraşmalarında kimi zaman başarılar elde etmişlerdir. I. Basileios 870 yılında Divriği önünde Paulisyenlere karşı büyük bir başarı kazanmışsa da ertesi yıl Paulisyenler Ankara'ya kadar bütün Kapadokya'yı ele geçirmişlerdir. Selçuklu devri Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Divriği Türk egemenliğine girdiği, Divriği’nin Alp Arslan’ın komutanı Mengücek Gazi’ye verildiği ve onun bağlı olduğu Oğuz boylarından Kayı, Bayat, Karaevli ve Akevli boylarının yerleştiği bilinmektedir. Mengücek Gazi’nin oğlu İshak’ın 1142 yılında ölümü üzerine ikiye ayrılan Mengüçlü Beyliği'nin Divriği kolunu Süleyman Bey kurmuştur. Bu beylik kültürel bir gelişme gösterirken bir yandan da Anadolu Selçuklu Sultanlığı'na bağlı olarak gazalara katılmıştır. Bu devirde Süleyman Şah’ın 1224 tarihinde yaptırdığı kale ile oğlu Ahmetşah tarafından 1228 yılında yaptırılan Ulu Cami ve ayrıca Ulu Cami'ye bitişik olarak Ahmetşah’ın karısı Turan Melek tarafından yaptırılan darrüşifa büyük bir önem taşır. Divriği’deki son Mengücek Beyi Salih'e ait kitabe 1252 tarihini göstermektedir. Anadolu’daki Türk Birliği'nin dağılmış olduğunu bu devirde, Sivas Eratna Beyliği'ne bağlanmışken Divriği’nin Memlûk Sultanlığı yönetiminde kaldığı görülür. Osmanlı devri 1398'de Karayülük Osman'ın Sivas Sultanı Kadı Burhaneddin'i Zara ile Divriği arasında yenilgiye uğratıp öldürmesinden sonra yöreye egemen olan Osmanlı Beyi Yıldırım Beyazıt, Divriği Kalesi'ni Mısırlı Vali İbrahim Şuhri’nin oğlundan teslim almış, ancak 1401’de Timur'a karşı Memlük İmparatorluğu ile bir anlaşma yaparken bu kaleyi yine onlara bırakmak zorunda kalmıştır. Divriği’nin Türk Beyliğine kesin olarak katılması, Yavuz Sultan Selim devrinde Mercidabık Zaferi'nin sonunda olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nca Sivas Beylerbeyine bağlı bir sancak olarak teşkilatlanan Divriği; Harput, Arapkir ve Zara yolu üzerinde önemli bir konaktı. 17. yüzyıldan başlayarak Anadolu’da güvenliğin bozulması üzerine Tunceli dağlarına sığınan eşkiyaların baskısı altında kaldı. 200 yıl süren bu güvensizlik devresinde şehir güvenilir sığınaklardan biriydi. Cumhuriyet devrinde Sivas İli'nin yeniden teşkilatlanması üzerine Divriği bir ilçe haline getirilmiştir.
divriği hakkında bilgi ile ilgili görsel sonucu
divriği ile ilgili görsel sonucu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder